Google'da çeşitlilikten sorumlu direktör görevini yürüten Melonie Parker, karma çalışma ortamlarını daha kapsayıcı hale getirmeye yönelik, verilerle desteklenen üç dersi paylaşıyor. Bu makalenin bir versiyonu daha önce Fast Company dergisinde yayınlandı.
COVID-19 pandemisi nedeniyle pek çok kişi iki yıldır evden çalışıyor. Çalışma hayatında daha esnek bir geleceğe doğru ilerlerken hibrit çalışma yaklaşımı Google dahil birçok şirket için yeni norm haline gelecek. Özünde, bu durum çalışanları herkese uygun olacak yollarla bir araya getirmek anlamına geliyor. Çalışanlara daha fazla seçenek ve esneklik sunan bu yaklaşım, ekiplerimizin başarıya ulaşmasına da zemin hazırlıyor.
Hibrit çalışma daha popüler hale gelirken şirketlerin bu yaklaşımı kapsayıcı bir şekilde ele almamaları halinde karşılaşabilecekleri zorlukların farkında olmaları gerekiyor. Örneğin, kısa süre önce dünya genelinde düzenlenen bir ankete göre beyaz olmayan çalışanlar, kadınlar ve başkalarına bakmakla yükümlü olanlar uzaktan veya karma çalışmayı büyük ölçüde tercih ediyor. Her nereden katkıda bulunuyor olursa olsun, ofiste çalışmıyor olması bir çalışanın göstereceği etkiye gölge düşürmemeli. Çalışanların dışlanmadıklarını ve ofise daha sık giden iş arkadaşlarıyla aynı kariyer fırsatlarına sahip olduklarını hissetmesini sağlamak şirketlerin sorumluluğunda.
Google olarak son iki yılda, karma çalışma ortamında esneklik ve kapsayıcılığa öncelik verirken üretkenlik ve ortak çalışmayı da artırmanın yollarına dair değerli dersler çıkardık. Deneyimlerimizden ve şirket içi araştırmalarımızdan edindiğimiz önemli dersler aşağıda yer alıyor.
Her nereden katkıda bulunuyor olursa olsun, ofiste çalışmıyor olması bir çalışanın göstereceği etkiye gölge düşürmemeli.
1. Ortak çalışma eşitliği sağlayın
Uzun vadede daha fazla şirket karma çalışma yaklaşımını benimserken sanal bağlantıları sürdürmek önemini korumaya devam edecek. Karma bir çalışma ortamında, ekiplerin ortak çalışma eşitliği sağlaması vazgeçilmez bir unsur. Bu eşitlik sayesinde tüm çalışanlar ekipleriyle birlikte çalışmak ve işlerini verimli bir şekilde yerine getirmek için ihtiyaçları olan araçlara, erişime ve bilgilere sahip olabilir. Hemen uygulamaya başlayabileceğiniz birkaç yaklaşımı aşağıda bulabilirsiniz.
- Uzaktan çalışanlara fikirlerini sorun. Baştan itibaren konuşmaya katkıda bulunmaya teşvik etmek için bir toplantıya başlarken öncelikle odada bulunmayan çalışanların fikirlerini sorun.
- Tartışma sırasında daha kapsayıcı bir ortam oluşturmak için etkileşimli araçlar kullanın. İş yeri araçları çalışanları bir araya getirmede çok yararlı olabilir. Örneğin, Google’da toplantılar için Tamamlayıcı modu kullanıma sunduk. Toplantı odasındaki çalışanların uzaktaki ekip arkadaşlarıyla kolayca bağlantı kurmalarını sağlamak için tasarlanan bu mod, toplantıya katılan herkese ekran paylaşımı, anketler, toplantı içi sohbet, parmak kaldırma, Soru-Cevap ve canlı altyazılar gibi birçok gelişmiş özellik sunuyor.
- Toplantıları mümkün olduğunca erişilebilir hale getirin. Global bir şirket olarak, ortak çalışma eşitliğinin erişilebilirliği destekleme ve iş arkadaşlarının iş ve kişisel programlarına saygı duyma anlamına geldiğini biliyoruz. Toplantılar kaydedilerek farklı saat dilimlerinde yaşayan veya geleneksel çalışma programlarına uymayan düzenlere sahip çalışanların programlarına uygun bir zamanda izlemeleri sağlanabilir. Şirketler ayrıca altyazıları etkinleştirerek duyma zorluğu çeken veya gürültülü çalışma alanlarında bulunan çalışanları da toplantıya dahil edebilir.
2. Çalışanları birbirlerini desteklemeye teşvik eden bir altyapı geliştirin
Çalışanların farklı konumlardan katkı sağladığı modeller giderek yaygınlık kazanıyor. Bu nedenle, çalışanlara ortak bir kimlik duygusu üzerinden diğerleriyle bağlantıda hissedecekleri alanlar oluşturmak için ihtiyaç duydukları araçları ve desteği sunmak büyük önem taşıyor. Google’da, Çalışan Kaynak Gruplarımız ortak ilgi alanlarına, geçmişlere veya deneyimlere sahip çalışanları bir araya getiriyor ve ayrıca değişen çalışma ortamına farklı yollarla uyum sağlayan çalışanların bu deneyimlerini paylaşabilecekleri bir topluluk hissi sağlıyor.
Sanal ofis saatleri; farklı programlar, konumlar ve çalışma düzenlerindeki çalışanların bağlantıda kalmalarına yardımcı oluyor.
Karma ortamda topluluk oluşturmaya devam edebilmek için Google’ın Çalışan Kaynak Grupları online yoga seansları, kariyer geliştirme oturumları ve hatta global zirveler düzenledi. Bu gruplardan Asian Google Network, bağlantıda kalmayı destekleyen son derece etkili bir yolun aynı zamanda en kolay yöntemlerden biri olduğunu kanıtladı. Bu grup, Google çalışanlarının iş arkadaşlarından biriyle açık ve güvenli bir alanda, istedikleri konuda konuşmak için bir zaman aralığına kaydolabildikleri tanımlanmış "ofis saatleri" oluşturdu. Online ofis saatleri; farklı programlar, konumlar ve çalışma düzenlerindeki çalışanların bağlantıda kalmalarına yardımcı oluyor. Bu yaklaşım, destek ağını güçlendirme konusundaki etkinliği nedeniyle Google’daki diğer gruplar tarafından da benimsendi.
3. Koşullara uyum sağlayan esnek ofis alanları oluşturun
Şirketler, hibrit çalışma planları oluşturmaya devam ederken çalışanları özellikle de ofiste oldukları günlerde üretken olmanın, bağlantıda kalmanın ve her yerden ortak çalışmanın yeni yollarından yararlanmaya teşvik eden kapsayıcı araçlara ve davranışlara öncelik vermeli.
Bireysel çalışmaya, ortak çalışmaya veya her ikisine birden odaklanabilmek için uyarlanabilen mobilyalar ve bölmelerle denemeler yapıyoruz.
Örneğin, bazı ofislerimizde çalışanların bireysel, ortak veya her iki yöntemle de çalışmaya odaklanabilmek için ayarlayabilecekleri uyarlanabilir mobilya ve bölmelere yer veren daha esnek alan çeşitleriyle denemeler yapıyoruz. Ayrıca geçmişten bu yana ofislerimizin içinde ve çevresinde doğal yeşil alanlara yer veriyoruz. Ofislerimizi zamanla karma çalışmaya göre yeniden tasarlarken, gün boyu ofiste olmak yerine açık havada da çalışmak isteyenlere yönelik daha fazla alan sunmanın yeni yollarını araştırmaya devam edeceğiz.
Pandemi dönemi, kuşkusuz birçok belirsizliği ve zorluğu beraberinde getirmiş olsa da bize çalışma alanlarımızı daha erişilebilir ve kapsayıcı hale getirme fırsatı sunuyor. Hepimizin bu fırsatı ciddiye alması gerekiyor. Çalışanlarımızı dinleyip yeni bilgiler edinmeye devam etmek ve başarıya giden yolda onlara destek olmak için bu fırsattan yararlanmalıyız.
Bu makale, önümüzdeki yıllarda işletmelere şekil verecek makro trendleri inceleyen Future Ready serisinin bir parçası. Daha fazlasını keşfedin.