Engelli kişiler günümüzde bile eğlence sektöründe yeterince temsil edilmiyor ve onlara yeterince değer verilmiyor. Burada oyuncu, yazar ve aktivist Selma Blair medyanın herkesin kendinin temsil edildiğini gördüğü bir dünya oluşturma zamanının neden geldiğini ve medyada kapsayıcılık sağlamanın nasıl yapılacağını açıklıyor. Bu makalenin bir versiyonu ilk olarak Variety'de 19 Temmuz 2022'de yayınlandı.
Hikaye anlatımı güçlüdür. Hikayeleri kimliğinizi ve dünyanın sizi nasıl gördüğünü sonuç olarak şekillendirebilir.
Hayatım boyunca hikayemi başkaları anlattı: Manik depresif. Sarhoş. Kaba.
Anı kitabım "Mean Baby"de aidiyet hissini hiç duymadığımı yazdım. Hayatım boyunca sıklıkla vücudumdan kopuk, kontrol dışı ve kendi bedenime ait değilmişim gibi hissettim. Beni tanımlamasını istemediğim için acımı göstermemeyi ve anlatmamayı öğrendim. Acımın ne anlama geldiğini de anlamadım.
2018'de, sonunda insanlara kendimi nasıl tanımladığımı açıklamayı başardım; engelli. Hastalığımın multipl skleroz (MS) olduğu anlaşıldı ve yıllardır merkezi sinir sistemime saldırdığını öğrendim. Şimdiye kadar eğlence sektöründe engelli olan veya engelli olduğunu belirten birileriyle karşılaşmadım ve yaşadıklarımın ekranlarda anlatıldığını görmedim. MS hastası olduğumu öğrenmek zor olsa da en azından artık bir adı vardı. Hayattaki amacımın ne olduğunu uzun bir süre anlayamasam da nihayet kendimi anladım. Bir topluluğa ait olduğumu gördüm. Bu bir bakıma beni özgürleştirdi.
Engelli bireylerin temsil edildiği hikayeleri değiştirmemizin zamanı geldi.
Hikaye anlatımının gücü ve medyada temsil edilmesinin neden önemli olduğu üzerinde daha çok düşünmeye başladım. Benim durumumda olan insanları görmüş ve duymuş olsaydım belki de kendimi bu kadar yalnız hissetmezdim. Belki daha farklı insanların temsil edildiğini görseydim hastalığımı daha erken keşfederdim. (İdolüm Joan Didion'un da MS hastası olduğunu öğrendiğimde inanılmaz derecede şaşırdım).
Artık kimliğimi tümüyle gerçekten rahatça benimsiyorum, buna engelim de dahil. Ayrıca artık engelli bireylerin nasıl temsil edildiği hakkındaki hikayeyi değiştirmemiz gerektiğini de fark ettim. Google'ın pazarlamada kapsayıcı uygulamalara yer vermesi için yaptığı çalışmalara bakmaya başlamamın nedenlerinden biri de bu. Ortak değerler ve engellilerin hikayelerinin özgün ve samimi şekilde temsil edildiği bir vizyonla bir araya gelerek reklam sektörünün geri kalanının herkesin ait olduğu bir dünya yaratmak için Google'ın birikimlerini kullanmasına yardımcı olmak istiyorum.
Bizim hikayelerimiz, bizim seslerimiz
Teşhis konduktan sonra Andraéa LaVant ile yakın arkadaş olduk. Kendisi engelli topluluğuna öncülük eden biri, ayrıca engelli odaklı strateji ve iletişim firması LaVant Consulting'in kurucusu. Google'ın reklamlarında ve şirket içi programlarında engelliliğe yer vermeyi nasıl desteklediği dahil olmak üzere ondan, ekibinden ve markalarla yaptıkları çalışmalardan çok şey öğrendim. Google'ın kapsayıcı pazarlama araç seti All In reklamcılık sürecinin her adımında amaçlılık oluşturmak için yıllar içinde elde edilen şirket içi analizlerden ve işbirliklerinden yararlanıyor.
Google, LaVant Consulting ve önde gelen diğer birçok kuruluşla işbirliği halinde, her pazarlama çalışmasında kullanılmak üzere pratik kılavuz olarak bir erişilebilir pazarlama başucu kitabını kullanıma sundu. Bu başucu kitabının son derece güçlü bir kaynak olmasının pek çok nedeni olsa da en büyük neden, içeriğinin engelli bireylerin yaşanmış deneyimleriyle şekillenmesi.
Bu yaklaşım, engelli topluluğundaki temel bir ilkeyi çok güçlü bir şekilde yansıtıyor: Biz olmadan bize dair hiçbir şey olamaz. Engelliler arasında güçlü aidiyet duygusunu topluluğa ait olan bizlerden daha iyi kim oluşturabilir?
Kesişimsel temsil
Sözümün gücünü engelli topluluğunu desteklemek için kullanmak istesem de her engelli bireyin tek sözcüsü olamayacağıma inanıyorum. Hepimizin yaşadıkları kendimize özel. Bu nedenle topluluktan mümkün olduğunca fazla sayıda insana ve uzmana yer vermek gerekiyor.
Hepimizin yaşadıkları kendimize özel. Bu nedenle engelli topluluğundan mümkün olduğunca fazla sayıda insana ve uzmana yer vermek gerekiyor.
Google, LaVant Consulting'e ek olarak, All In'i oluşturmak ve Google'ın sürekli kapsayıcılık uygulamalarına katkıda bulunmak için Disability:IN, GLAAD, Geena Davis Institute on Gender in Media, Ad Council, Amerikan Reklam Ajansları Birliği (4A's), National Association to Advance Fat Acceptance, Cannes Lions ve dünyanın dört bir yanından diğer birçok uzman kuruluşla çalıştı.
Bu düzeyde işbirliği dünya genelindeki 1 milyardan fazla engelli için alan oluşturuyor. Ayrıca herkesin kendine özgü bir geçmişi olduğunu ve farklı koşullarla karşılaştığını kabul ediyor. Benim engelim sadece tek bir kimlik ve yaşadıklarım sadece bir kişinin deneyimi. Kalıcı, geçici, görünür, görünmez veya yaşla ilgili olsun, hayatın bir noktasında herkesin yolu engellilikle kesişir. Farklı uzmanlar iş ortaklığı yapmak ve çalışmalarda farklı bakış açılarına yer vermek de insanların cinsiyet, ırk veya etnik köken, cinsel yönelim, yaş ve eğitim dahil tüm kimliklerini göz önünde bulundurma fırsatını da vurgular.
Aidiyet duygusu oluşturmak için sınırları kaldırın
Bu konu reklamcılığın ötesinde önemli ve All In'in asıl odağı. Gerçekleşen bir hareket var ve eğlence sektörünün bu kültürel değişimin parçası olması gerekiyor. Erişilebilirlikten herkes yararlanır çünkü çalışmayı daha geniş, daha çeşitli bir kitleye açar.
All In'deki erişilebilir pazarlama taktiklerinden çok şey öğrendim, "Mean Baby"yi yazarken yararlı bir kaynak oldu. Örneğin, anılarımda insanları "tekerlekli sandalyeye bağlı" veya "tekerlekli sandalyede" olarak tanımladım. Başucu kitabı ise "tekerlekli sandalye kullanıcısı"nın veya "tekerlekli sandalye kullanan biri"nin daha kapsayıcı tanımlar olacağını öneriyor. Bu küçük görünse dahi çok etkili olacak güzel bir örnek.
Herkes hikayesinin kendine özgü bir şekilde temsil edilmesini ve aidiyet duygusu hissetmeyi hak eder.
All In bana engellilik kapsayıcılığının tamamlanacak bir iş değil, bir düşünce yapısı olduğunu da öğretti. Kapsayıcılık için devamlı bağlılık, durmaksızın değişen çalışma süreci ve her birimiz için sürekli öğrenme gerekli. Kayda değer bir değişim yaratabilmek için bunu unutmamamız gerekiyor.
"Mean Baby"de sınırların aslında sizinle ilgili olmadığını yazdım. Bu sınırları genellikle diğer insanlar koyar ve sınırlar kalktığında aslında her zaman yükselme gücünüzün olduğunuzu anlarsınız.
Eğlence sektörü bu sınırları yıkacak büyük işler yapma kapasitesine sahip. Erişilebilirliğe olan bağlılık, engelleri ortadan kaldırarak reklamların daha iyi olmasını sağlar. Artık geniş kapsamda reklam medya sektörünün kapsayıcılık taahhüdü verme ve bu büyüyen kültürel değişimin önemini artırma zamanı. Herkes hikayesinin kendine özgü bir şekilde temsil edilmesini ve aidiyet duygusu hissetmeyi hak eder.
Yapımcı, içerik üretici, pazarlamacı veya oyuncu olmanız fark etmez, All In sizin için var. Bugün bu adımları herkes atabilir. Google.com/All-In adresinde nasıl yapılacağını öğrenerek reklam sektörünün daha kapsayıcı hale gelmesine yardımcı olmayı taahhüt edebilirsiniz.