Engelli kullanıcılar günümüzde bile reklamlarda yeterince temsil edilmiyor ve onlara yeterince değer verilmiyor. Bu makalede, Google'ın marka erişilebilirliği müdürü KR Liu, kişisel hikayesini ve erişilebilir pazarlamanın her marka için neden kritik olduğunu paylaşıyor.
Ben kuir ve engelli bir kadınım. Hayatımın büyük bir bölümünde, kimliğimin bu unsurlarının medyada ve reklamlarda nadiren gerçek anlamda temsil edildiği oldu. Bu durum beni farklı, değersiz ve yalnız hissettirdi. Sonuç olarak, kişisel hayatımda ve işimde kim olduğumu gizleyerek on yıldan fazla zaman geçirdim.
Sonra, birkaç yıl önce, kimliğimin her bir parçasının vazgeçilmez olduğunu ve hiçbir parçanın diğeri olmadan var olamayacağını anlamaya başladım. İlk defa, insanların sadece engelim yerine bütünümü umursadığını hissettim. Bu duygu bir dönüşüme yol açtı.
Ne yazık ki, toplumda veya marka reklamlarında tam olarak görülmediği ve temsil edilmediğini hisseden benim gibi birçok kişi daha var. Başarılı reklamlar, kendilerini engelli olarak tanımlayan ve 8 trilyon doları kontrol eden, dünya genelindeki 1 milyar kişi dahil herkesin hayatını yansıtmalı. Ayrıca kesişimselliği dikkate almalılar. Çünkü benim gibi her engellinin kimliğini oluşturan birçok boyut var.
Milyarlarca kullanıcımız için Google'ın pazarlamasının erişilebilirliğini geliştirmeye odaklanan bir pozisyonda çalıştığım için şanslıyım. Erişilebilirlik her zaman şirketimizin misyonunun (dünyadaki bilgileri organize edip evrensel olarak erişilebilir ve kullanışlı kılma) özünde yer almış olsa da, gerçekten erişilebilir olmak bir yolculuk ve doğru yolu bulamadığımız zamanlar da oldu. Sürekli olarak kendimizi geliştirmenin yollarını buluyor ve diğer markaların da gelişmesine yardımcı olmayı umuyoruz.
Bir yıl önce, markalar ve ajanslar için kapsamlı bir pazarlama araç seti olan Google.com/All-In'i sizinle paylaştık. Yeni All In'in LaVant Consulting ve Disability:IN ile ortaklaşa geliştirlimiş ve American Association of Ad Agencies, Ad Council, Cannes Lions ve diğer birçok önde gelen kuruluşun onayını alan bir erişilebilir pazarlama başucu kitabı içerdiğini belirtmek benim için heyecan verici.
Web deneyimlerinden engellilerin özgün tasvirlerine kadar erişilebilirlik hakkında birçok konuda yıllarca süren araştırma ve işbirliğinin sonucu olan başucu kitabı geçen yıl pazarlama çalışmalarımıza anlamlı bir şekilde rehberlik etti. Medyada engellilerin daha iyi temsil edilmesi ve tümüyle erişilebilir işlerin yaratılmasına yardımcı olacağı umuduyla bu başucu kitabını kamuoyuyla paylaşıyoruz. Daha fazla bilgi edinmek için All In'in tamamını görmek için sizi teşvik edeceğini umarak, başucu kitabından şu üç temel ilkeyi sizinle paylaşıyorum.
Biz olmadan bize dair hiçbir şey olamaz
Kendileriyle ilgili konularda engelliler, kendilerinin uzmanıdır. Bu yüzden onların seslerini duyurmak çok önemli. Genellikle, şirket içi ekiplere eğitim ve destek sağlamak gibi erişilebilir pazarlamayı hakkıyla yapmak için gereken kaynakların tahsis edilmesi de buna dahil.
Birçok şirket bu durumda rehberlik için uzmanlaşmış bir üçüncü tarafa danışmak da isteyebilir. Google olarak, LaVant Consulting and Disability:IN dahil olmak üzere engellilerin kapsanması konusunda çeşitli uzman firmalarla ortaklıklar kurmak istedik. Bu gibi ortaklıklar, faaliyetlerinize yön veren fikirleri genişletmenizin yanı sıra engellilerle doğrudan bağlantı kurmanıza ve onlardan yana olduğunuzu göstermenize olanak tanıyor.
Kesişimselliği dikkate alın
Pazarlamanın gerçekten kapsayıcı ve erişilebilir olduğunu hissetmesi için, markaların engelli insanları bütünsel olarak düşünmesi ve kimliği oluşturan tüm belirteçleri göz önünde bulundurması gerekiyor. Engelliliğin ötesinde, cinsiyet, ırk, etnik köken, cinsel yönelim, yaş ve eğitim düzeyi, insanların kendilerini tanımlamak için kullanabilecekleri şeylerden sadece birkaçı.
Mesajlarınızda kesişimselliği dikkate almamak ve yansıtmamak, engelli kişilerin çok boyutlu kimliklerini, onlara moral vermek yerine kalıplaşmış yargıları sürdüren aşırı derecede basitleştirilmiş hikayelere indirgeme riskini taşıyor. En önemli temel kural, her zaman nüanslı anlatıları, tercihen doğrudan anlatının parçası olan insanlar tarafından yapılanları tercih etmektir.
Buna bir örnek, anne babası sağır olan (CODA) Asyalı Amerikalı Google çalışanı Tony Lee'nin çok nesilli kişisel deneyimini paylaşan "A CODA Story,” kampanyamız. Film, Lee ve ailesini Google'ın yardımcı teknolojilerini kullanarak pandemi sırasında mesafe ve iletişimdeki boşlukları kapatmasını ele alıyor.
Erişilebilirlik formlarda bulunan bir onay kutusu değil, bir düşünce biçimidir
Engellilerin dahil edilmesi ve erişilebilir pazarlama için en iyi uygulamalar, teknolojinin gelişimi ve kültürle birlikte zamanla değişir. Bu, büyük ölçüde engelli insanların ihtiyaçlarına bağlı olarak sürekli gelişen bir yolculuk. Diğer kapsayıcılık biçimleri gibi, erişilebilirlik de marka kampanyalarınızın konseptten yürütmeye ve ötesine kadar her yönünde her zaman dikkate alınmalı.
Google'da erişilebilir pazarlama konusunda büyük bir ilerleme sağladık. Ancak önümüzde yapılacak çok iş olduğunun da farkındayız. Erişilebilirlik hedeflerimize ulaşmak devam eden bir süreç ve sürekli olarak yeni şeyler öğreniyoruz.
Pazarlamada erişilebilirliği sağlamak, engelleri ortadan kaldırır.
Tekrar tekrar kanıtladığımız şey, erişilebilirlik ve engellileri kapsayıcı pazarlamanın herkes için avantajları olduğu ve faydalarının bununla sınırlı olmadığı. Herkesin ürünlerinize, içeriğinize ve deneyimlerinize tam olarak erişip bunlarla etkileşime geçebiliyor olması işletmenizi güçlendirecektir. Bu kavramı bir insan ve iş zorunluluğu olarak önceliklendiren markalar, yürüttükleri çalışmaların daha çeşitli bir kitleye ulaştığını görecek. Pazarlamada erişilebilirliğe öncelik vermek, engelleri ortadan kaldırır ve markaların yaptıkları işte daha iyi olmalarını sağlar. Bu da tüm kullanıcılar için avantajlı olacaktır.
Birlikte, engelli insanları bütünsel olarak temsil eden ve kutlayan bir kültürel değişimi başlatabiliriz. Herkesin kendini görebildiği bir dünya, herkesin gelişmek için ihtiyaç duyduğu şeylere sahip olduğu dünyadır.