Konferanslarda bol bol içi boş konuşma döndüğünü, mesleki terimlerin ve kısaltmaların havada uçuştuğunu hepimiz kabul edelim. Özellikle Cannes Lions gibi beş günlük bir festivale katıldıysanız sonunda tüm panel tartışmaları, röportajlar ve açılış konuşmaları zihninizde birbirine girmeye başlıyor.
Ancak arada sırada aklınızda kalacak bir şeyler yakalıyorsunuz. Hepiniz aslında neden bahsettiğimi biliyorsunuz: Bazen sahnede doğru zamanda söylenen etkileyici bir cümle aklınızda kalır bazen de muhteşem bir kısa konuşma. Bunlar olduğunda salondakilerin başını sallayarak onayladığını, hızlıca notlar aldığını görebilir ve etrafınızdakilerin “mm hmm” seslerini duyabilirsiniz.
2018 Cannes Lions Festivalinde Google Beach'ten aklımda yer eden birkaç böyle anımı sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlar bu hafta bittikten sonra da aklımızın bir köşesinde kalacak dersler.
1. Reklamlarda gerçek kadınları temsil edin ve bunu medya planlarına da yansıtın
Ukonwa Ojo (SVP - COVERGIRL, Coty), COVERGIRL'ü kadınların nasıl çok boyutlu bir hayat sürdüğünü daha doğru yansıtacak şekilde yeniden tasarlayacaklarını anlatmaya başladığında dinleyicilerin dikkatini çekti. Bu karar farklı, yeni “Kapak Kızlarının” yanı sıra kadınlara güzelliğin ötesinde çeşitli ilgi alanlarını dikkate alarak erişmek için bir medya planıyla destekleniyordu.
“Bir kadının güzelliğe önem vermesi başka hiçbir şeyle ilgilenmediği anlamına gelmez. Kadınların hayatında birbirini takip eden birçok rol var. Bir taraftan annelik yaparken diğer yandan birinin kız arkadaşı olabilirler. Yemek yapmayı da spor yapmayı da, hatta motosiklet yarışlarını da sevebilirler. Güzellik dışında birçok farklı ilgi alanları var.”
2. Verimli çalışmak için yaratıcı olmak ve teknolojiden faydalanmak gerekiyor
Nick Garrett, (CEO Clemenger BBDO), sektörün içine işleyen “yaratıcılık mı bilim mi” tartışmasını geride bırakmak için lobi yaptı. İnsanın “teknolojinin arkasına saklanabileceğine” ancak merakınızı canlı tutmanın önemli olduğuna dikkat çekti.
“Günümüzde yaratıcılık sanat, bilim, mühendislik ve tasarımın odağında bulunuyor. "Yaratıcılık mı bilim mi" mücadelesine girdiğimizi düşünmekse çok komik. Her şeyin merkezinde yaratıcılık var. Dünyanın en iyi, en çarpıcı, en etkili işi bile bu dört disiplinin hepsinden faydalanmıyorsa başarılı olamaz.”
3. Sırf teknolojik bir şeyler yapmış olmak için sesli asistan deneyimi oluşturma tuzağına düşmeyin
Şu anda markalar için yeni sınır sesli asistanlar. 360i NY Genel Müdürü Abbey Klaassen, sesli marka deneyimlerini SEO çalışmalarına benzetiyor. “Görsel aramanın aksine sesli asistan size tek bir cevap veriyor. Bu nedenle verilen cevabın aradığı cevap olmasını sağlamak için müşterinin içeriğini nasıl geliştirebileceğimize kafa yoruyoruz.” Ancak açık konuşmak gerekirse amaç sırf yapmış olmak için sesli deneyim oluşturmak değil.
“Sesli bir deneyim oluşturacaksanız iyi bir iş çıkarmalısınız. Markalar bir çırpıda ‘Ben de istiyorum.’ diyebiliyor. Ancak benim düşüncem zamanla markalar kötü deneyimler için cezalandırılacak. Arama sonuçlarındaki kalite puanı gibi.”
4. Yaratıcı tasarım sürecine markalı AR deneyimlerini de dahil edin
Markalar daha çok AR deneyimi oluştururken tasarımcılar da bu boyutta tasarım fikirlerine yeni çeşitler ekleme fırsatından faydalanıyor. Alfonso Marian (Co-chief Creative Officer - Ogilvy ABD), “Fiziksel nesnelerle AR nesneler arasındaki ilişkiyi ve bunların birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını anlamanız gerekiyor. Bu yeni bir şey.” diyor.
AR ile yeni bir etkileşim yöntemi kazanıyorsunuz: hareket, fiziksel hareket. Hareket etmeniz ve gerçek anlamda deneyimin içine girmeniz ya da uzaklaşmanız gerekiyor. Bu ilişkiyi anlamanız gerekiyor. Fiziksel alan da artık kullanıcı arayüzünün bir parçası.”