Hayatımızdaki internete bağlı cihazların sayısı gitgide artıyor. Bu cihazların birbirleriyle olan bağlantıları kolaylaştıkça da, marka yönetimi için bu süreci yorumlamamız daha karmaşık hale geliyor. Geleceğin dijital pazarlama ajansları mobilden başlayarak bu zorlukları nasıl fırsata çevirebilir?
Sürekli olarak gelişen dijital pazarlama dünyasındaki değişimlere adapte olabilmek için otomasyonu temel alarak başladığımız etkinlik serisine devam ediyoruz. Serinin ilk makalesinde, geleceğin ajanslarını ilgilendiren üç yaklaşımdan bahsetmiştik.
Peki, kullanıcı temas noktalarıyla birlikte artan büyük veri dijital pazarlama çözümlerinde nasıl kullanılabilir? Mobil deneyim bu yolculuğun neresinde yer alıyor? Ajansların geleceğini konu alan Agency of the Future etkinlik serisinin ikincisi, Google Partners Premier ajanslarından 55 üst düzey yöneticinin ve konuk konuşmacıların katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti.
Mobil deneyimde hız ve kullanım kolaylığı
Günümüzde kullanıcılar giderek daha hızlı ve daha iyi dijital deneyimler sunulmasını bekliyor. Mobil internet bağlantısında da haliyle beklentiler farklı değil. Ancak mobil web sitelerinin yavaşlığı, satın alma yolculuğundaki heyecanı söndürebiliyor. Kullanıcılar, cep telefonlarıyla uçak bileti rezervasyonu yaptırma, bankada hesap açtırma veya yeni bir kulaklık satın alma gibi işlemleri yakınlardaki bir restoranı aramak veya bir arkadaşlarına mesaj göndermek kadar kolay bir şekilde yapmak istiyorlar. Türkiye’de perakende, seyahat ve finans sektörlerinde mobil kullanım kolaylığı konusunda oldukça başarılı markalar mevcut.
Sürekli değişen ihtiyaçlara cevap verebilmek adına mobil sitelerin hızlı olması, kullanım kolaylığı çok önemli. Ajansların kampanyalarında reklamını yaptıkları mobil deneyimin kalitesine tam güven duymaları gerekiyor. Bir mobil sitenin yüklenmesi 3 saniyeden uzun sürüyorsa, ziyaretlerin %53’ü sonlandırılıyor1.
Google Mobile Web Global Product Lead Cemal Büyükgökçesu, “Yakın gelecekte organik mobil aramalar söz konusu olduğunda sayfa hızı belirleyici bir faktör olacak,” diyor. Mobil zorlukları fırsata çevirmek için, öncelikle rakiplerinize kıyasla ne durumda olduğunuzu öğrenin, elde edebileceğini fırsatı hesaplayın ve Google’ın sunduğu araç ve kaynaklardan faydalanarak mobil sitenizi iyileştirin.
Satın alma yolculuğu online’da başlıyor ve çok kanallı ortamda devam ediyor
Çok değil, bundan on yıl önceye baktığımızda yaşadığımız değişimi görebiliyoruz. Çok kanallı müşteri deneyimini artık göz ardı etmek mümkün değil. Müşterilerin alışveriş alışkanlıkları değiştikçe, online’dan başlayıp offline’a uzanan yolculuk; orada son bulmuyor. Kullanıcılar mağaza ziyaretinin ardından yeniden online’a dönüyor.
Türkiye’de tüketicilerin %80’i alışveriş yolculuğunda online araştırma yapıyor. Ürün aramalarının %59’u mobil cihazlardan gerçekleşiyor.2 Müşteriler, mağazadayken dahi online araştırma yapıyor. Bu sebeple müşterinin satın alma yolculuğunun her bir adımını ve her bir temas noktasını hesaba katmak ve çok kanallı ve çok cihazlı dünyayı benimsemek gerekiyor. İspanya’da yer alan Elogia Agency’nın Ülke Müdürü Alvaro Martin Gomez konuyla ilgili şöyle diyor; “Pazarlamacılar olarak görevimiz, müşterilerin beklentilerini karşılamak. Ajanslar olarak çok kanallı bu dünyaya adapte olmak ve stratejilerimizi bu doğrultuda belirlemek zorundayız.” Gomez, atılacak adımları birkaç maddeyle özetliyor;
- Elinizdeki veriyi kullanarak işe başlayın. Elinizde olmayan veriyi bulmaya çalışmakla vakit kaybetmeyin.
- Müşteri yolculuğuna odaklanın, onları tanımak için kendinize fırsat verin.
- Gerçek ihtiyaçlarınızı belirleyin.
- Teknolojiden faydalanın.
- Bütçe azsa, bahane yaratmak yerine yaratıcı olun!
Google Cloud Platformu, veriye dayalı pazarlama analizlerinizi ve stratejilerinizi makine öğrenimiyle nasıl geliştirebilir?
Cloud teknolojisi, karar süreçlerini hızlandırmak konusunda yeni yollar sunuyor. Müşteri verisi herkes için çok değerli. Ancak bu veriyi, eyleme gerçirilebilir içgörülere dönüştürmek çok daha önemli. Cloud teknolojisi, geliştirilmiş veri analizleri ve makine öğrenimi sayesinde, bulutta yer alan müşteri verilerinizi analiz etmeyi mümkün kılıyor. Şirketler verilerini bir araya getirebilmek ve bütüncül bir bakış açısıyla müşteri ilişkilerini gözlemleyebilmek için büyük çabalar sarf ediyor. Çünkü bütüncül bir bakış açısına sahip olan şirketler, daha önce elde edemedikleri içgörüler sayesinde karar süreçlerini çok daha hızlı bir şekilde ilerletebiliyor. Sürekli değişen tüketici alışkanlıklarının olduğu bir dünyada statik segmentasyon yerine, makine öğrenimiyle kullanıcı davranışlarından dinamik pazarlama stratejileri içerisinde faydalanabilen şirketler performanslarını geliştiriyor.
Peki Cloud teknolojisini kullanmaya nereden başlamalı? Bu sürece, şu soruları sorarak başlayabilirsiniz:
- Daha iyi bir müşteri yolculuğu bakış açısına sahip olmak için hangi veri silolarını birleştirmeliyiz?
- Müşteri verilerimizi birleştirdiğimizde ne tür yeni müşteri içgörüleri elde etmeyi bekliyoruz?
- Bu içgörüleri medya yatırımına nasıl dönüştürebiliriz ve daha iyi performansı nasıl elde edebiliriz?
Bu soruların cevapları tek bir cümleyle özetlenemeyebilir, ancak veriye dayalı pazarlama konusunda yeni fikir yolları açacağı kesin.