Tarih öğretmenleri öğrencilerine genellikle ilerleyebilmek için geriye dönüp geçmişten ders çıkarmamız gerektiğini söyler. Bu, belirsiz dönemlerde verilebilecek bilgece bir öğüt diyebiliriz.
Google olarak 2008 ekonomik krizinden müşteri odaklı ilginç dersler çıkardık. Bunlar, günümüzde alınan ve önümüzdeki senelerde alınacak iş kararlarının bilinçli olmasını sağlayabilir. Derinlemesine incelemeler sonucunda ortaya çıkardığımız bu uluslararası tüketici eğilimleri sayesinde markaların 2021'e ve sonrasına hazırlanabileceğini düşünüyoruz.
2008, ekonomik belirsizlik ve kargaşa ile öne çıkan bir yıl oldu. Bu süreçten çıkarılabilecek derslere dikkat etmek gerekiyor.
Krizin ilk 6 ayı: Para karşılığı sunulan değere öncelik verme
2008 ekonomik krizi başladığında tüketicilerin öncelikleri de duruma uyacak şekilde değişti. İnsanlar online kaynakları kullanarak fiyatları kolayca karşılaştırmaya, böylece daha iyi fırsatlar bulmaya ve e-ticaret ile ilgili endişelerini gidermeye başladı.
2007 ile 2009 yılları arasında ABD'de, alışveriş yapan neredeyse her beş kişiden biri daha uygun fiyatlı ambalajlı ürünler satın aldı. Daha uygun fiyatlı ürünlere geçenlerin %41'i hâlâ en sevdikleri kaliteli markaları tercih ettiklerini belirtse de bunların "o kadar para vermeye değmeyeceğini" düşünüyordu.
Koronavirüs pandemisi boyunca da benzer örüntülerin oluşmaya başladığını gördük. Statista'ya göre 2020'nin Haziran ayında küresel perakende e-ticaret trafiğinde 22 milyar ziyaretle rekor bir aylık artış görüldü. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanındaki tüketiciler internetten fırsat yakalamanın yeni bir övünç kaynağı olduğunu dile getirdi. Tüketicilerin yarısından fazlası, indirimli ürünlere daha fazla dikkat ettiğini belirtti.
2020 yazının başlarında beş tüketiciden ikisi daha fazla online alışveriş yaptıklarını belirtti ve en büyük avantajın düşük fiyatlar ile promosyonlar olduğunun özellikle altını çizdi.
Kriz sonrası belirsiz geçen yıllar: Sınır ötesi satışların başlangıcı
Euromonitor International'ın piyasa araştırmasına göre 2008 yılında yaşananlar bir taşma noktası niteliğindeydi ve bunun sonucunda online perakendeciler global genişlemenin yollarını, ana pazarlarındaki ekonomik sorunları dengeleyebilecekleri ihracat seçeneklerini keşfetti. Örneğin, Barclays'in araştırmasına göre Birleşik Krallık'ta 2007 ile 2014 yılları arasında kurulan küçük ve orta ölçekli şirketlerin üçte ikisi faaliyetlerinin ilk senesinde ihracat yapmaya başladı. Birleşik Krallık'ta 2007'den önce kurulan şirketlerin ihracat yapma olasılığı çok daha düşüktü. Bunların yalnızca %34'ü faaliyetlerinin ilk senesinde ihracat yaptıklarını söyledi.
Günümüzde ise işletmeler, online alışveriş yapan ve ürün satın almaya hazır olan çok daha geniş bir uluslararası kitleye sahip. 2020 yılının Ocak ayından Haziran ayına kadar sınır ötesi online satışlar bir önceki yıla göre %21 oranında büyüdü. Batı Avrupa'da sınır ötesi e-ticaret satışları 2020'nin Mayıs ayında bir önceki yıla kıyasla %30 yükseldi. Basra Körfezi bölgesinde ise sonuçlar çok daha etkileyiciydi. Sınır ötesi web satışları aynı zaman diliminde %236 arttı.
Pandemi sırasında çoğu işletme kategorisinin online müşteri tabanında %10'u aşkın bir büyüme görüldü. Çok sayıda tüketici, gerçek mekanda faaliyet gösteren mağazalar yeniden açıldığında bile online alışveriş yapmaya devam etmeyi düşündüğünü söylüyor.
5 yıl sonrası: yeni tüketici alışkanlıklarının kalıcı olmaya başlaması
Son ekonomik duraklamanın ardından tüketiciler fiyatları karşılaştırmanın, indirimleri beklemenin ve daha iyi fırsatlar yakalamak için alışverişe erken başlamanın avantajlarını gördükçe yeni alışveriş davranışları norm haline geldi. Tüketiciler online fırsatları aramaya devam ederken ihracat yapan işletmeler büyüdü ve dünya ticareti 2010 yılında en büyük yıllık artışı yaşadı. Dünya Ticaret Örgütü'ne göre 2010 yılında ürün ihracatlarında %14,5 sıçrama görüldü.
Yeni oluşan tüketici davranışlarının çoğu kalıcı olacak gibi görünüyor. Tarih 2020 yılında da tekerrür edebilir. Tüketiciler e-ticaret konusunda gitgide daha rahat hissetmeye başladıkça sınır ötesi online alışverişlerde de daha fazla artış görülebilir. İlk göstergeler, tüketicilerin bazı karantina alışkanlıklarından keyif almaya başladığını gösteriyor. Y ve Z kuşağının yarısından fazlası, pandemi bittikten sonra daha fazla hijyen, daha sağlıklı beslenme veya kişisel gelişime daha fazla zaman ayırma gibi karantina alışkanlıklarını sürdüreceklerini söylüyor.
İşletmelerin çıkarabileceği önemli dersler
- İhracat yoluyla büyüme oranını artırın: Bu pandemi süresince bile işletmeniz yeni fırsatları yakalamaya, alışveriş yapanların ihtiyaçlarını karşılamaya ve her zamankinden daha fazla küresel ölçekte düşünmeye hazır olmalı. Henüz ihracat yapmıyorsanız Google'ın Market Finder aracı, sattığınız ürün veya hizmetlere göre daha fazla pazar bulmanıza yardımcı olabilir.
- Küresel düzeydeki erişiminizi genişletin: 2008 sonrasında küresel ticaretin tekrar sıçrama yaşamasıyla çoğu perakendeci uluslararası varlık düzeyini genişletmek için harekete geçti ve zaman zaman yeni pazarları hedeflemeye çalıştı. Yeni pazarlara girerken pazarlama stratejinizi derinlemesine değerlendirin. Bu pazarlama kaynakları, yeni pazarlardaki müşterilerle etkili bir şekilde bağlantı kurmanıza yardımcı olmak için hazırlandı. Aynı zamanda ihracat konusundaki yapılacaklar listemiz sayesinde küresel ödemelerinizi, müşteri hizmetlerinizi ve lojistik çalışmalarınızı başarı getirecek şekilde oluşturabilirsiniz.
- Müşteri eğilimlerini gözlemleyin: Geleceği öngöremezsiniz ancak tüketici eğilimleri aniden değiştiğinde buna göre hızla adım atmaya hazır olabilirsiniz. Bulunduğunuz pazarların her birinde işletme kategorilerinizdeki arama trendlerinin zaman içinde nasıl değiştiğini keşfetmek için bu özel Market Finder özelliğinden yararlanın.