İçindeki bulunduğumuz dinamik ortamda planlarımızı nasıl yeniden değerlendireceğimizi ve yeni normale uyarlayacağımızı hep birlikte öğreniyoruz. Geleneksel olarak sevdiklerimizle bir araya gelmeyi ifade eden ve yılın en büyük reklam dönemlerinden biri olan Ramazan’da dahi pazarlamacılar olarak esnek ve hızlı davranmamız gerekiyor.
Peki, aylarca üzerinde çalışılan önemli Ramazan kampanyalarını mevcut koşullara uygun hale getirmek için neler yapabiliriz? İnsanların toplu halde bir arada bulunmaması tavsiye edilirken, toplulukların Ramazan ayını kutlamasına nasıl yardımcı olabiliriz? Kriz döneminde pazarlama faaliyetlerine yönelik bir kurallar kitabı yok. Ancak, yeni analizler ve trendlerden yararlanıp bunları kılavuz olarak kullanmak mümkün.
Temel noktanın şu olduğunu söylemek gerek: Tüketicilerin internetteki davranışları Ramazan ayı boyunca değişiklik gösteriyor. Özellikle şu anda, bilgi edinmek, eğlenceli vakit geçirmek veya ihtiyaç duyduğumuz ürün ya da hizmetleri satın almak için dijital platformlara her zamankinden daha fazla bağımlıyız. Ramazan için kısa süre içinde uygulanması mümkün, alakalı kampanyalar oluşturmayı amaçlayan pazarlamacıların, gelişen bu davranış biçimini anlaması oldukça önemli.
Benzeri görülmemiş bir Ramazan ayı
Ramazan ayı, birlikteliğin ve toplum değerlerinin kutlandığı bir dönem. Sosyal mesafe uygulaması ve çoğu tüketicinin işine ya da okuluna evinden devam etmesi, dijital dünyaya olan bağımlılık düzeyinin artacağını gösteriyor. Kullanıcıların internette daha fazla vakit geçirdiğini biliyoruz. Peki bu zamanı nasıl değerlendiriyorlar? Eğlendirici içerikleri tercih etmekle birlikte yeni beceriler edinmeye yöneliyor, örneğin yeni hobilerle yaratıcılıklarını geliştirmeyi deniyorlar.
Ayrıca, temel ihtiyaçlarını da internet üzerinden satın alıyorlar. Örneğin, temel ihtiyaç doğrultusunda mağazaların açık olduğu saatlerle ilgili bilgi edinmek isteyen tüketiciler “Açık mı” diye sorarak arama ilgisinde bir artış yarattı.
Dünyadaki tüm insanlar aynı durumu yaşadığı için dijital topluluk hissinin güçlendiğini söylemek de mümkün. Türkiye’deki içerik üreticileri de karantina rutinlerini paylaşmak için YouTube'da #EvdeKal hashtag'lerini kullanmaya başladı.
Markalar, bu benzersiz Ramazan ayını kutlamaları için tüketicilere yardımcı olma gibi bir zorlukla karşı karşıya. Buna göre, söz konusu benzersiz dönem için Ramazan ayı kampanyalarınızı oluştururken şu üç ipucunu dikkate almanızı öneriyoruz.
1. Mesafelere rağmen birliktelik hissini yaşatma:
Aile ve arkadaşlarla kutlanan Ramazan ayı genelde birlik ve beraberliğin ön plana çıktığı bir dönem. Fiziksel olarak aynı ortamda bulunmayan insanların bu birlikteliği hissetmesini nasıl sağlayabileceğiniz konusunda fikir yürütün. Dijital etkinlikler yaratmak için teknolojinin sunduklarından faydalanın. Toplu etkinlikleri sanal ortamda gerçekleştirirken bu ipuçlarından faydalanın.
Sevgiyi paylaşma: Ramazan ayı boyunca tüm ailenin aynı sofrayı paylaşması geleneğinin, bu yıl önceki kadar yaygın şekilde uygulanması pek olası görünmüyor. Kampanyanızın mesajını değiştirerek, Ramazan ayının geleneksel kalabalık buluşmalar yerine daha basit yemekler hazırlanarak çekirdek aileyle kutlanması fikrine odaklanabilirsiniz. Hem bu değişikliğe uyum sağlayan hem de sevgi ve şefkat mesajından ödün vermeyen bir deneyimi nasıl sunabileceğiniz üzerine düşünün.
İnsanları bir araya getirme: Canlı yayın içerikleri son birkaç haftadır oldukça rağbet görüyor. İnsanları sevdikleriyle nasıl bir araya getirebileceğinizi düşünün. Örneğin Netflix, Netflix Party hizmetiyle arkadaşların birlikte film izlemesini mümkün kılarak bunu başardı.
Bayrama özel görsel içerikler: Ramazan Bayramı'nda aile ve arkadaşlarını ziyaret eden insanlar görünümlerine oldukça özen gösterir. Markalar, Ramazan Bayramı'na özgü filtrelerden veya özelleştirilmiş ve görsel mesajlar oluşturmak için kullanılan eğlenceli araçlardan yararlanarak fotoğraf ve videoların sanal ortamda paylaşılmasını teşvik edecek yöntemler üzerine düşünebilir.
2. Ayrıntıları (yeniden) gözden geçirme:
Faaliyetlerimizi dinamik bir ortamda gerçekleştiriyoruz. Bu durum, Ramazan ayıyla ilişkili tüketici eğilimleri hakkında bildiklerinizi yeniden gözden geçirmeniz gerektiği anlamına geliyor. Küçük uygulamaların müşterilere yardımcı olma konusunda büyük değişiklikler yaratabileceğini unutmayın:
Evden hediye alışverişi: Hediyelerle ilgili sorgular genelde Ramazan Bayramı'ndan 2 hafta önce artış gösteriyor.1 Ancak bu bayram, tüketiciler büyük ihtimalle alışverişi evlerinde, kendi başlarına ve internet üzerinden gerçekleştirecek. E-ticaret site ve uygulamaları da hediye paketi, özelleştirilmiş kartlar ve indirimli eklentiler gibi hediye seçenekleri sunarak bu deneyimi iyileştirebilir. Örneğin, hediye seçenekleri hediyenin verileceği kişinin yaşına göre segmentlere ayrılabilir ve toplu satın alma işlemlerinde indirim uygulanabilir. Böylece, farklı hediyeleri fiziksel olarak bir araya getirmenin zor olduğu bu dönemde, tüketicilere tüm ihtiyaçlarını tek bir mağazadan karşılama olanağı gibi bir çözüm sunulabilir.
Daha fazla yemek tarifi: Tarif ve çorba aramaları sene içindeki en yüksek hacmine Ramazan döneminde ulaşıyor.2 Ramazan boyunca YouTube kullanıcılarının %58’i iftar ve sahur tariflerini öğrenmek için YouTube’a danışıyor.3 Ancak söz konusu durumun bu yıl farklılık göstermesi beklendiğinden, daha basit tariflerle insanların mutfakta yenilikler yapmasına nasıl yardımcı olabileceğinizi düşünün. Yemek programları, yarışmalar veya canlı olarak yayınlanan etkinliklerle bunu eğlenceli bir şekilde hayata geçirebilirsiniz.
Yeni fikirlerden ilham almak isteyen dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar bu yıl şimdiye kadar, geçen yılın aynı dönemine göre %45'ten daha yüksek oranda yemek tarifi ve yemek pişirme ile ilgili videolar izliyor.4
Hijyen kurallarına uygun teslimat: Adrese teslim seçeneğinin daha fazla talep gördüğü bu dönemde, tüketicilerin temizlik ve temasla ilgili endişelerini anlamaya çalışın. Temassız teslim alma seçeneği gibi yenilikçi çözümlerle bu tür endişelerin giderilmesine yardımcı olabilirsiniz. Getir, Migros ve Yemeksepeti gibi paket yemek sağlayıcıları şu anda tüketicilere bu olanağı sunuyor.
3. B Planı Oluşturma:
Pazar koşulları hızla değiştiği için markaların da planlarını hızlı bir şekilde adapte etmesi gerekiyor.
Farklı senaryolara uygun kreatifler üretme: Değişen senaryolara karşı hazırlıklı olmak için mevcut öğelerden faydalanıp içeriğin daha alakalı olmasını sağlayacak küçük değişiklikler yapabilir, sıfırdan içerik üretmeye kıyasla daha etkili bir çözüm elde edebilirsiniz.
Öğe üretim sürecini yenileme: Zamandan tasarruf etmek amacıyla, film stüdyosuna ihtiyaç duymadan öğe üretmenin yöntemlerini tespit edin. Bunun için animasyonlardan yararlanabilir, eski reklamları farklı amaçlarla yeniden kullanabilir veya evlerinde kaliteli içerik üreten içerik üreticilerinden yardım alabilirsiniz.
Güncel kalma: İçeriklerinizi sürekli olarak değerlendirin. Böylece, bunların son trendlere göre alakalı ve duyarlı olmasını sağlayabilirsiniz. Saat başına güncellenen yerel ve küresel trendleri öğrenmek için Google Trendler'i kullanın.
Koşullar ilerleyen haftalarda da durmaksızın değişmeye devam edeceği için şu çok açık: Bu yıl Ramazan "her zamanki gibi" olmayacak. Ancak bu süreçte hep birlikte, tüketicilerle bağlantı kurmak ve onlara yardımcı olmak için daha duyarlı bir yöntem keşfedebiliriz. Şimdiden mutlu bir Ramazan diliyoruz!